(Utku) Abdülmecid Efendi Köşkünde sergilenen "İsmi Lâzım Değil" bu senenin en dikkat çekici işlerinden.
Selen Ansen ve Brigitte Pitarakis ile küratörlüğünü yaptığı serginin bütüncül bakış açısını sevdim. İlk eserden son esere kadar tedirginlik, bilinmezlik ve tiksinti veren ve doğa ile insanın ilişkisini sorgulayan eserler arasında bağ kurulmuş. Birçok sergide karşımıza çıkan broşürle, numaralarla eseri takip edememe sorunu burada karşımıza çıkmıyor. Derli toplu bir iş olmuş.
Tedirginlik hissi sadece eser seçimlerinde değil; yerleştirmelerde de mevcuttu. Eserleri izleme deneyimimizin de zaman zaman tedirginlik verici olması, çok heyecan vericiydi.
Abdülmecid Efendi Köşkü sanatçılığı ile bilinen Abdülmecid'in sanat çalışmalarını yaptığı yazlık evi olarak kullanılmış. Köşkün hem içi hem dışı "İsmi Lâzım Değil" sergisinden bağımsız olarak çiniden yağlı boyaya sanat eserleriyle dolu.
(Yasemin) Yazar Nusret Polat'ın rehberliği eşliğinde gezdiğimiz, küratörlüğünü Selen Ansen ve Brigitte Pitarakis'in yaptığı "İsmi Lazım Değil" sergisinde Ömer Koç'un koleksiyonuna ait eserlerin yanı sıra bu sergi için üretilen ve farklı galerilerden ödünç alınan eserler yer alıyor. Sergi, adından da anlaşılacağı üzere isimlerin gücü üzerinden bilinmezin tedirginliğini tasvir etmeye çalışıyor. Mitoloji, bilinçaltı ve hayal gücü olgularından besleniyor ve bunu yaparken abject art (iğrenç sanat)'ı izleyiciye sunuyor. Bu noktada ne zamandır okumak istediğim kitap (Korkunun Güçleri: İğrençlik Üzerine Deneme) aklıma geliyor ve hemen edinmek istiyorum.
(Utku) Sergide bizi kıvrılan bir yılan gibi Pneuma karşılıyor. Oysa -1'i girip çıktığımızda görüyoruz ki Pneuma devam eden bir çalışma. Köşkün dışında yerleştirilen çalışma Hera Büyüktaşçıyan'a ait. Serginin -1. katının bilinçaltı içeriğine de uygun olarak bilinçaltımıza kıvrıla kıvrıla giriyor.
(Utku) Serginin -1. katında, bir nevi bilinçaltımızda, çeşitli çalışmaların dijital hallerini gezdik. Sarnıca benzer olarak yarattıkları odayı çok sevdim.
Bu alan karanlık, daha doğrusu az ışıklı. Az ışıklı olmasından rahatsız olacak kişilere önermiyorum. Rehberler eşliğinde küçük odalara giriliyor.
(Yasemin) Girişte bizi karşılayan Hera Büyüktaşçıyan'ın Pneuma adlı eseri de tam olarak olgunun yılan gibi kıvrılarak bilinçaltına girişi, bilinçaltındaki izdüşümleri (-1. katta) ve oluşanın artık yüzeye çıkmak istemesinin betimi olarak eserin devamının yukarı çıkınca bizi karşılaması.
(Utku) Köşkün zemin kat girişinde Santissimi (Antonella Serra & Sara Renzetti)'nin Göçmenler (Otoportre) çalışması karşılıyor. Antonella Serra & Sara Renzetti'nin kendi yüzlerinin ve ellerinin çalışıldığını ancak insan formu yerine tüneyen kuş formu olduğunu görüyoruz. Tiksinti sanatının iyi bir örneğini izleyiciyi karşıladıkları alanda gördük.
(Utku) Yine form değişikliği ile bir tiksinti sanat eseri görüyoruz. Sevimli olabilecek ama saldırır hali ve kemirgen olduğu tahmin edilen dişleriyle sevimli olmaktan çok uzak yaratığın fırladığı alan, bize ürkütücü gelen saldırışı ve fırladığı alana çok benzediği için endişenin ürkütücülüğünü veren bu Piccinini'nin Sarılma eserini çok sevdim. Sergiyi izleyenlerin çektiği ve yayınladığı fotoğraflarda genelde sadece kadını ve yaratığı yani sarılma anını paylaştıklarını için yarım kalan eseri böylelikle tamamen görmüş oldum. Bu kadar popüler bir sergi olmasının olumsuz önyargılarından biri oldu.
(Utku) Birçok inançta olduğu gibi Yezidilerin melek-tanrısı tavus kuşunun Mehtap Baydu'ya ait çalışmada giydiği kostümü sergiledikleri alanı ve sergileme biçimlerini çok sevdim. Başka bir esere giden yolu neredeyse yarı yarıya kapatan kostüme basmadan kapıdan içeri girmeye çalışan izleyicileri serginin bir parçası yapmayı başarmış. (Yağmur geliyor!) Video yerleştirmesinin de duvara karşı ve yerde olması bizi izlerken şekilden şekle sokuyor. Sergi boyunca hissettiğim ve ilk paragrafta da bahsettiğim tedirginlik hissi burada vardı örneğin. Mehtap Baydu'nun işlerini seviyorum. Takibindeyim.
(Utku) Sergideki en sevdiğim işlerden birisi de Canan'ın Araf'ı oldu. Tül, kumaş, ip, payet, ışık ve tabii ki duvara yansıyan gölgeyle masalsı bir hava vermiş. Etrafında dönerek izlediğinizde sizin de gölgeniz duvara yansıyor ve izleyicilikten eserin parçası olmaya geçiyorsunuz.
(Utku) Köşkün dışındaki eserlerden biri olan Li Hui'nin Gerçeğe Ulaşmak İçin Mücadele eseri ticari bir konteynır içinde hapsolmuş, kendi şeklini konteynırın şekli yapmış bir gergedanın gerçeğe ulaşmak için mücadelesi, sevdiğim işlerden biriydi.
Sergi 11 Aralık tarihinde kadar ücretsiz gezilebilir. İsmi Lazım Değil sergisi ile ilgili detaylı bilgi için buyrun.
Comments