İtalya gezi yazımı farklı bir açıdan değerlendirme yaparak yazmaya çalışacağım. Yazımı iki bölümde ele aldım. İlki Roma,ikincisi Floransa. Bu yazımda Floransa'daki müze ve galerilerin gözlemlediğim kadarıyla Türkiye'dekilerden farkları (artılarıyla), yeme içme mekan ve fiyatları (görselleriyle), günlük hayat benzerlikleri, farklılıkları ve tabii ki standart nereleri gezdik neler yaptık olarak değerlendirdiğim yazıma buyurun başlayalım.
Gün 1:
Sabah 07:10 treniyle Roma terminalinden Floransa trenine biniyoruz. Bir kaç hafta öncesinde tren biletini online olarak aldık. Kişi başı 14 EUR. Seçeceğiniz saate göre fiyatlar değişiyor. Yaklaşık 1,5 saat sonra Floransa'ya varıyoruz. Hava burada da çok sıcak. Yaklaşık 37 derece.
Konakladığımız yer terminale yürüme mesafesiyle 10 dakika. 1847 yılından kalma Neo Gotik bir binada kalıyoruz. Daire sahibimiz çok tatlı ve ilgili biri.
Daire sahibimizin tavsiye ettiği Borgo Antico'da öğle yemeği yiyoruz. 2 pizza, 2 apperol kokteyl toplamda 42,5 EUR ödüyoruz. Floransa Roma'dan daha pahalı bir şehir.
Burada da yine sokaklarda çeşmeler var su doldurabileceğiniz fakat Roma'da olduğu kadar sık bulamıyorsunuz.
Yemekten sonra ik iş şehri gezinmeye çıkıyor, Arno Nehri üzerinde bulunan, Floransa'nın en meşhur köprüsününün manzarasına karşı fotoğraf çektiriyoruz. Nehrin en dar kısmında yer alan Ponte Vecchio köprüsü 14. yüzyılda tamamlanmış. Köprünün üzerinde çok sayıda kuyumcu dükkânı bulunmakta.
Bugün Boboli Bahçeleri ve Pitti Sarayı'nı gezeceğiz. Önden bilet alıp rezervasyonumuzu yaptırmıştık.
1.Pitti Sarayı
Arno Nehrinin güneyinde yer alan saray 1458’de inşa edilmiş. Dönemin ünlü bankerlerinden Luca Pitti’nin rezidansı olan saray, 1549’da Medici Ailesi tarafından satın alındıktan sonra Taskonya Büyük Dükalık ailesinin yönetim merkezine dönüştü.
18. yüzyılda saray Napolyon'un hükûmet üssü olarak kullanılmış ve daha sonra kısa bir dönem için yeni kurulmuş olan İtalya birliğinin başlıca kraliyet sarayı olarak hizmet verdi. Saray ve onun içirdikleri 1919 yılında kral III. Vittorio Emanuele tarafından İtalyan halkına bağişlandı ve onun kapıları halka Floransa'nın en geniş sanat galerisi olarak açıldı. Bugün, Medici ailesinin olduğu kadar birçok küçük kolleksiyonlara ev sahipliği yapmakta ve bütünüyle halka açık bulunmakta.
Sarayın 1. katında antoloji, ikonografi, din tasvirli tabloların ve tavan fresklerinin olduğu 1500'lerden 1800'li yıllara uzanan sanat eserleriyle dolu odaları geziyorsunuz. Caravaggio'nun eserleri de vardı.
Sarayın 2. katı ise Modern Çağ sanat eserleriyle donatılmıştı. Ek olarak Guido Ferrori'nin geçici kişisel sergisi de vardı.
Giriş kata dönüyoruz. Boboli bahçelerine geçmeden müzenin kafesinde dinlenebilir, kitapçıyı gezebilirsiniz.
2.Boboli Bahçeleri
Boboli Bahçeleri Pitti Sarayının arkasında uzanıyor. Grand Dük I. Cozimo tarafından bir kraliyet bahçesi olarak oluşturulan bahçe, 16. yüzyıldan 17. yüzyıla tarihlenen meşhur heykel koleksiyonu ve Roma antik eserleri ile dolu.
Bahçede görülmesi gereken yerler arasında günümüzde de çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapan amfi tiyatro, 1789 yılında Luxor’dan getirilerek yerleştirilen Dikilitaş, Neptün’ün Çeşmesi, Giambologna’ya ait Büyük Bolluk isimli heykel yer alıyor.
3.Floransa Sanat Galerileri
Akşam yemeğine geçmeden Floransa'nın arka sokaklarında dolanıyor ve sanat galerilerini ziyaret ediyoruz. Tablolar ve seramik heykeller mevcut. Fakat aynı Türkiye'de olan sıkıntıların buradaki galerilerde de olması beni üzüyor. 3 boyutlu eserlerin duvara yaslanması ve yaslanan kısımlarını göremiyor olmak gibi.
Akşam yemeğini daha önce rezervasyon yaptırdığımız 4 Leoni adlı restoranda yiyoruz. Burada balığı domates soslu pişiriyorlar, bence harika!
1 lt ev şarabı, balık ve et, panna cotaya 70 EUR ödüyoruz.
Gün 2:
Bugün İtalya'da son günümüz. Floransa'da Uffuzi Galerisini, meydanlarını ve Leonardo Da Vinci müzesini gezeceğiz.
1.Uffizi Galeri
Giorgio Vasari tarafından tasarlanan galeri, iki katlı Uffizi binasının tamamını kaplamaktadır. Orta Çağ'dan Modern döneme kadar olan antik heykel ve resim koleksiyonlarına sahiptir.14. yüzyıl ve Rönesans dönemine ait eserleri ve başyapıtları bünyesinde barındırmaktadır.
Galeride Botticelle'nin meşhur "Venüs'ün Doğuşu" tablosunu, Leonardo Da Vinci, Michelengelo ve Caravaggio'ya ayrılmış odaları görmeniz mümkün. Çok geniş ve kapsamlı olduğundan en az 3 saatinizi ayırmanızı öneririm.
Burada tanıştığım Artemisia Gentileschi adlı kadın sanatçının hayatı ve eserlerinden çok etkilendim.
İtalyan Barok ressamı, bugün Caravaggio ardıllarının en başarılılarından birisi olarak kabul ediliyor. Kadın ressamların henüz kabul görmediği ve sanatsal bir topluluk olarak görülmediği bir dönemde Floransa'da Accademia di Arte del Disegno'ya kabul edilen ilk kadın olmuş kendisi.
Galeriden çıkıp sokaklarda gezmeye başlıyoruz. Antico vinaio adlı meşhur paniniciden panini alıyoruz. 7 EUR. Ve Floransa'da bulduğumuz en uygun La Mikeria adlı yerde kahve içiyoruz. Cappuchino 1,2 EUR. Floransa Katedrali'nin inanılmaz bir sıra var ve hava 38 derece.Biz de Doumo meydanında dolanarak yapıyı inceliyoruz.
Orijinali Galleria dell'Accademia'da bulunan Davut heykeli, çok pahalı olduğunu düşündüğümüz için galeriye girmiyor replikasını hemen akademinin önünde inceliyoruz.
Davut Heykeli, Michelangelo Buonarroti tarafından 1501 yılında yapımına başlanmış ve 1504 tarihinde tamamlanmıştır. Geniş çevrelerce, Michelangelo’nun en iyi iki heykelinden biri ve Rönesans heykel sanatının bir başyapıtı kabul edilmektedir.
2.Leonardo Da Vinci Müzesi
Leonardo da Vinci'nin buluş modelleri, tasarımları ve sanat eserlerinin reprodüksiyonlarının olduğu ve buluşlarını interaktif olarak keşfedebileceğiniz bir müze burası.
Leonardo Da Vinci büyük bir sanatçı olmasının yanı sıra aynı zamanda mühendis, buluşçu ve bilim insanı kendisi. Sıkılgan bir tarafı da varmış :)
Sıkılıp bıraktığı bir kaç eserini de görmeniz mümkün.
İtalya'da son akşam yemeğimizi kaldığımız dairede yiyeceğiz bugün. Marketten makarna, toz parmesan, salata, makarna sosu ve şarap alıyoruz. Bu saydıklarımın hepsi 8 EUR.
Floransa'ya dair:
Keşke sokaklarında daha fazla çeşmen olsaydı!
Çok fazla turistin var kendimi tüm şehirde açık hava müzesinde gibi hissettim.
Pahalısın.
Müze ve galerilerin başarılı, engelliye uygun ve yeterli açıklamalara sahip.
Kusura bakma ama Roma senden daha güzel :)
Yeni rotalarda görüşmek dileğiyle,
Yasemin
コメント