top of page
Ara

Rota: Juma Art, Collect Gallery, Frankeştayn Kitabevi, Kasa Galeri/Karaköy

Yeni sergilerin geldiği haberini alır almaz bu hafta rotamızı Karaköy'e çeviriyoruz.

İlk durağımız Juma Art Karaköy.

Juma Art 4 kattan oluşuyor ve her bir katta farklı bir galeri mevcut.

Giriş ücretsiz.

Asansör var.


Gezimize 4. katta bulunan Bosfor Galeri ile başlıyoruz.

Işıl Kapu'nun "Primitif İzlerin Işığında" isimli ilk kişisel sergisini mevcut.Arkeolojik idoller ve figürinler üzerine odaklanan heykel ve rölyeflerin yer aldığı sergide sanatçı, tarih öncesi beden formlarını güncel malzeme ve tekniklerle ele almış.

Sergi bu rota yazısını yazdığımız süreçte sona ermiştir.


Bir alt katta bulunan x-ist Galeri'de Aylin Zaptçıoğlu'nun Seni Seviyorum/Beni Sev sergisini geziyoruz.

“Bak, sana çiçek getirdim. Tohumlarını kendim ektim, suladım, tohumun filiz vermesini bekledim; sana layık olacağını düşündüğüm bir çiçek açana kadar baktım ona. Şimdi onu sana veriyorum. Seni seviyorum, (beni sev).”

Sergi 13 Mayıs tarihine kadar ziyaret edilebilir.


Juma binasındaki gezimize Sanatorium ve OneArc Galeri ile devam ediyoruz.

Sanatorium'da ‘Arada ve Arasında’’ başlıklı Ankara Queer Sanat Programı’nın önerdiği Aylime Aslı Demir küratörlüğünde gerçekleşen karma sergi var. 30 Nisan'a kadar ziyaret edilebilir. Sergi var olanların mevcut potansiyellerini, arada ve arasında olanı keşfetmeye yönelik çaba ve queer sanatın dünyaya yeni potansiyeller ekleme arzusuna odaklanıyor.


Sanatorium / Arada ve Arasında

OneArc'ta ise Hakan Özer'in kişisel sergisi "Bir Parça Tebessüm" var.


"Özer’in resimlerinde karşımıza çıkan yüzler sıklıkla sanatçının yaşamında olan, görüştüğü, an’lar biriktirdiği bir döngünün sonucu olarak izlenir. Salgının zorunlu kapanışı bu sık görüşmelere ket vurup, anı-hafıza konusunu daha yoğun biçimde gündeme getirmiştir. Geçmişin güzel, ılık ve keyifli anları Özer’in zihninde gülümseyerek anımsanan dolu bir kutu bellek nesnesi olarak izlenir. Zorunlu kapanışın ardından kısa bir zaman öncesinde çoğu zaman yan yana olabilen bu sıcak yüzler uzakta bir anıya dönüşerek sakin ve hoşnut geçen demlerin bir izlencesidir."


Sergi 13 Mayıs tarihine kadar ziyaret edilebilir.


-1'de bulunan Mixer'de ise Alp İşmen'in "Aşk İmiş" ve Ekin Keser'in "Kendimden Bir Şeyler Aradım" adlı kişisel sergilerini ziyaret ediyoruz.

Özellikle Ekin'in sergisinden çok etkileniyoruz.

İki sergi de 13 Mayıs'a kadar ziyaret edilebilir.


Alp İşmen -Aşk İmiş

Ekin Keser - "Kendimden Bir Şeyler Aradım"

Yaklaşık bir kaç ay önce açılan ana sergi mekanı Tophane'de bulunan Collect Galleri'deki sergiyi de ziyaret ederek Juma Binasından ayrılıyoruz.

Valentina Sciarra'nın "Post-Endüstriyel Mezbaha" adlı kişisel sergisini mutlaka tavsiye ediyoruz. Biz manifestosuna bayıldık. Ne yiyorsak o'yuz!

29 Nisan tarihine kadar ziyaret edilebilir.


Serginin devamının Tophane'de bulunan sergi mekanında olduğunu duyup oraya doğru gidiyoruz.

Devam sergisini de tamamladıktan sonra çok sevdiğimiz yuvalarımızdan olan Frankeştayn Kitabevi'nde bir mola veriyor, yeni kitaplar edinip Karaköy'e doğru tekrardan ilerliyoruz.


Son gezi yerimiz Kasa Galeri oluyor.

“Telkin ve Manzara” başlığını taşıyan sergi mevcut. Burcu Erden ve Metin Çelik’in üretimlerini Derya Yücel küratörlüğünde bir araya getiren sergi, sanat tarihinde kayıp cennet ütopyası olarak beliren manzarayı insan-doğa düalizminin ötesinde, doğanın insana telkini olarak arkasına alıyor.

Sergi 5 Mayıs tarihine kadar ziyaret edilebilir.

Kasa Galeri

Rotamızı Akın Balık'ta sonlandırıyoruz fakat bu sefer mezelerinden hiç mi hiç memnun kalmıyoruz!


Sevgiler,

Utku&Yasemin

bottom of page