top of page
Ara

İstanbul Modern Hakkında

20 Haziran 2023 tarihinde Tophane'de Galataport İstanbul'un içindeki binasında kapılarını açan İstanbul Modern'e yakın zamanda bir ziyarette bulundum. Sanat çevresinde Türkiye tarihinin en önemli seçimlerinden biri olan 2023 seçiminin ikinci turundan 9 gün öncesinde müzeye Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyareti bolca eleştiriye tutulmuştu. Aynı zamanda İstanbul Modern'in özel bir müze olmasıyla beraber Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ait bir arsa üzerinde (Tophane'de bulunan 4. antrepo) faaliyet gösteriyor olmasının da eleştiri ve tepkiler almasında önemli bir rol oynamakta.



Müze, Perşembe günleri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına saat 10.00-14.00 arası ücretsiz gezme imkanı sunmuş. Ben de bir Perşembe sabahı ziyaretimi gerçekleştirmek üzere Tophane'ye gidiyorum.

Müze, Galataport'un içine dahil edilmiş olduğundan müzeye ulaşabilmek için önce Galataport'a giriş yapmanız gerekmekte.


Müzenin hemen giriş katında mağazası, kütüphanesi ve kafesi bulunuyor.


1 . kat iki sergiye ev sahipliği yapıyor.

Nuri Bilge Ceylan'ın kişisel fotoğraf sergisi "Başka Bir Yerde" ve 11 kadın sanatçının yer aldığı "Hep Buradayız” sergisi.


"Hep Buradayız" , İstanbul Modern’in 2016 yılında Türkiye’deki kadın sanatçıların üretimlerini desteklemek, bilinirliğini arttırmak ve müze koleksiyonuna yeni yapıtlar kazandırarak kadın sanatçıların temsillerini güçlendirmek amacıyla kurduğu Kadın Sanatçılar Fonu aracılığıyla koleksiyona dahil edilen yapıtlardan oluşuyor.




2. katta ise İstanbul Modern’in dokuzuncu koleksiyon sergisi olan “Yüzen Adalar” sergileniyor.

Aralarında Selma Gürbüz, Avni Arbaş, Kutluğ Ataman, Nuri İyem, Neş-e Erdok gibi Türkiye'nin birbirinden değerli 110 sanatçısının 280’den fazla eseri sergileniyor.



En üst katta ise seyir terası bulunuyor.


Gelgelelim günün sonunda bunca zamandır açılmasını beklediğimiz İstanbul Modern beni biraz hayal kırıklığına uğratıyor.

Fazlaca uzun bir zaman kadar kapalı kalıp açılış bu kadar uzun süren bir Modern sanat müzesinin yeni bir değer katmıyor olmasını sanırım ilk sebebim olarak sunabilirim.

Diğer sebeplerimi ise sıralayacak olursam:

1. Açılışın Eczacıbaşı ailesinin koleksiyonunun eserlerinden oluşan sergi dışında farklı-yeni bir sergi sunmasını,

2. Müzenin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ait bir arsa üzerinde faaliyet gösteriyor olmasının da (biraz) etkisiyle ve fakat asıl sebebin sanata ulaşma bedelinin 180TL gibi fahiş bir fiyat olmamasını,

3. Yeni inşa edilen bir müzenin günümüzün krizi olan iklim krizinin göz önünde bulundurulup daha çevreye-ekosisteme duyarlı bir şekilde inşa edilmesini, yapının sürdürülebilirliğinin konuşuluyor olmasını,

4. Yine biraz duyarlı olunup görme ve duyma engelli bireyler için kürasyonunda bir çaba sunulmasını


beklerdim.


Bunun dışında sevdiğim bir iki şeyden de bahsetmek isterim.

Kendimin de eğitimine katıldığı, ücretsiz olarak sunulan yetişkinler için Stüdyo STEAM eğitimleri, Biyolojik Materyallerle Sanat ve Sanat Mekanizmaları başlıklı altı aylık iki eğitim programı.

İlki olan ve sanatçı ve eğitimci Bager Akbay ile sanatçı Nergiz Yeşil işbirliğinde geliştirilen Biyolojik Materyallerle Sanat, katılımcılarının biyolojik materyaller kullanarak sanat üretmesine odaklanıyor.

Yaklaşık 1-1,5 saat süren bu eğitimden gerçekten keyif aldığımı belirtmek isterim.


Bu da eğitimde kemiklerden oluşturduğum hayvancığım.



Son olarak konuyla ilgili olarak Osman Erden'in yazısını buraya bırakıyorum.


Sevgiler,

Yasemin










bottom of page