top of page
Ara

Esra Carus’un “Yas, Yasa, Yasak” Sergisi Depo’da

Küratörlüğünü Nazlı Pektaş'ın yaptığı Yas, Yasa, Yasak sergisi Esra Carus’un 30 yıla yayılan üretimlerini biraraya getiriyor.

Depo'nun birinci ve ikinci katında bulunan sergiyi gezerken bizi hoparlörden gelen "yas,yasa,yasak" sesi takip ediyor.


Birinci katta bizi, Carus'un Gezi Dava'sından 18 yıl mahkumiyet alan arkadaşı Mine Özerden'in, tutuklandıktan 2 ay sonra vefat eden babasının cenazesinde çektiği fotoğraftan yola çıkan bir enstalasyon karşılıyor. Yas tutmaya getirilen yasa ve yasak.


Hemen sağ tarafta bir masa gözümüze çarpıyor, masanın üzerinde tabak ve bardağın siluetinin çizimi ve karşısındaki duvarda "Sofrada Kim Eksik?" sorusu. Gezi Davası'nın duruşmaları sırasında yaşanan bir konuşma üzerinden, mağdurların kayıpları ve tutuklu yargılananların yakınlarının evlerine döndüklerinde yaşadıkları yalnızlık ve boşluk hissini göstermek istediğini açıklar Carus bu eseriyle.


Aynı katta bulunan diğer bir bölmede karanlık bir oda içerisinde sadece eserin bulunduğu duvar aydınlatmasıyla Hamlet / Hiç Kimsenin Suçu adlı eserle yüz yüzeyizdir şimdi. Adaletin olmadığı bir yerde insanlar cinnet halindedir. Adalet terazisini elinde tutan iktidarın ölümden sonra bile gelemeyen adalet kavramına bir gönderme vardır.


Hamlet / Hiç Kimsenin Suçu


İkinci katta, baba, iktidar figürüne direnmeye çalıştığını görürüz eserleriyle Carus'un. Daha önce yapmış olduğu bazı işlerin özeti, ya projeksiyonla yansıtılmıştır duvara ya da duvara çizilmiştir siluetleri. Politik hafızamıza bir gönderme yapar Carus.



Esra Carus / Johanna'nın Kutsal Mezbahaları / Ahlak ve Hukuk Mğadurları

Esra Carus, Johanna'nın Kutsal Mezbahaları / Ahlak ve Hukuk Mağdurları adlı çalışmasını Brecht Müzesi'nin davetiyle yaptığı sergi üzerinden yazarın aynı isimli oyununa ithafen sınıf, toplumsal cinsiyet, ahlaki çifte standartlar karşısında isyan eden, adalet arayan bir kadını anlatan hikayeyi bir kapitalizm ve eşitsizlik eleştirisi olarak kendi işine taşıdığını anlatır.



Gazze

Duvarda porselen anahtarlar çarpar gözümüze. İsrail'in Gazze saldırısında ölen, evlerini, yurtlarını kaybeden insanların anısına yaptığını ve topraklarından sürülen insanları eski evlerinin anahtarlarını kutsal bir nesne olarak koruduğundan bahseder bu işiyle.


Sergi boyunca kağıt ve porselen işlerinde şaşırtmaca yapmıştır Carus. Hangisi kağıt hangisi porselen yakınına gitmeden anlaşılmaz. Bize öğretilenlerin, toplumun koyduğu şablonlar dolayısıyla kimin aslında gerçekte kim olduğunu bilemeyişimize bir göndermedir bu şaşırtmaca.


Esra Carus, yirmi iki adet eseriyle bu sergisinde, savaşlar, ırkçılık, kadın hakları ve gezi tutuklularını odağında tutuyor. Kötülüklere sebep olan türlü şey ve kişi; edebiyat, mitoloji, felsefe ve sanat tarihinden referanslarla işlerinde yeni temsillerle yer alıyor.

Carus’un retrospektif yerine introspektif dediği sergisini 18 Mayıs tarihine kadar Depo’da ziyaret edilebilirsiniz.


Sanatla kalın,

Yasemin





bottom of page