top of page
Ara

Aşk, Ateş ve Anarşi Günleri Türk Sinemateki ve Onat Kutlar

30 Aralık 1994'te Cafe Marmara'ya bırakılan bombanın patlaması sonucunda ağır yaralanan ve 11 Ocak 1995'te vefat eden Türk Sinemateki'nin kurucularından Onat Kutlar'ın MUBI'de izlediğim "Aşk, Ateş ve Anarşi Günleri Türk Sinemateki ve Onat Kutlar" adlı belgeselinden bahsedeceğim bu yazımda.


Kutlar;1955 yılında üniversiteden arkadaşlarıyla Demokrat partiye bir ses çıkarmak, anarşist taraflarını gösterebilmek ve yeni gerçekçi akımı edebiyatlarına işleyebilmek adına A dergisini çıkartır. O dönem yeni gerçekçi sinemadan da etkilenmişlerdir. 1960 darbesine kadar dergi yayınlanmaya devam eder ve sonrasında kapanır.

Dergi kapandıktan sonra Paris'e gider Kutlar ve bir arkadaşı onu Fransız Sinemateki'ne götürür. Sinema aşkı böyle başar Kutlar'ın. Gittiği Sinemateki'nin aynısını İstanbul'da açmaya işte bu zaman karar verir. Paris'ten edebiyatçı kimliğinden sıyrılıp sinemacı olarak İstanbul'a döner. 1965 yılında aralarında Adnan Çoker, Sabahattin Eyüboğlu, Muhsin Ertuğrul, Şakir Eczacıbaşı gibi kişilerin yer aldığı bir grupla birlikte Sinemateki Derneğini açarlar.

Bu dernekle beraber de Yeni Sinema adlı dergi çıkarmaya başlarlar.

Dernek üç yılda beş bin kişiye ulaşır.

Ingmar Bergman, Agnes Varda gibi önemli yönetmenler ve bağımsız filmleriyle böyle tanışır İstanbullular.


Filmler tabii ya konsolosluklardan talep edilir geri verilmek adına ya da diğer Sinemateki evleri destek olmak için gönderirler. Bir arşivi olamamıştır bu yüzden Sinemateki'nin.

Bir de tabii bu dönemde elektronik altyazı bulunmamaktadır. Kurucular tüm filmlerin özetlerini çıkarır ve seyircilere dağıtır, seyirciler film başlamadan önce özeti okur ve çevirisiz, altyazısız olarak filmleri izler. Eğer simultane tercüman varsa filmin dilini bilen o çevirir fakat onda da bazen çevirmen filme dalıp çevirmeyi unutabilir veya düz bir şekilde çeviriyi yaparken seyircilerin duygudan kopmalarına sebep olabilir.


Bir süre sonra sadece yurtdışından film getirilip gösterime sokulduğu için Yeşilçam'dan tepki görmeye başlarlar. Kültür emperyalizminin uşakları adı altında yaftalamaya başlanırlar. Bu konuda bir açık oturum düzenler Sİnemateki ve Türk Sinemasının sorunları, Bağımsız Türk sineması mümkün müdür gibi soruları tartışırlar.

Bu oturumdan sonra Yılmaz Güney filmleri gösterilmeye başlanır.

12 Eylül 1980 darbesiyle dernek kapatılır.


Sinefillere yol açan bir alan olduğu ve İstanbul Film festivalinin doğmasına imkan sağladığı için çok değerli olduğunu düşünüyorum Sinemateki'nin.

Her türlü imkansızlığa, zorluğa karşı direnerek, dünyanın her yerinden bağımsız filmleri getirme, onları izleyiciyle buluşturma çabası için de Onat Kutlar'a sonsuz minnet ve teşekkürler.


Sanatla kalın,

Yasemin

bottom of page